Yine sınav dönemi geliyor. İlk sınavım maalesef cumartesi günü ve en nefret ettiğim ders. Ve maalesef çok notu var. Nasıl halledeceğim bilmiyorum.
O gıcık olduğum bana çok laf sokan kızla ufak bir diyalog daha oldu ama bu sefer sert bir cevapla susturdum. Kırıcı bir şey değildi ama son günlerde baya suratı asık ve selamlaşma dışında pek konuşmuyoruz. Diğer arkadaşımın söylediğine göre çok abarttığını anlamış ve güya üzülmüş ama bence o ben yumuşayayım diye öyle söyledi. Bilemiyorum. Zaten şu an onu düşünecek pek vaktim yok.
Bu ara geleceğim hakkında çok düşünmeye başladım. Yani 3. sınıfa geldim ama okula gidip gelmek ve piyano dersi dışında hiçbir şey yapmadım. Zaten artık piyano derslerine de gitmiyorum, evde çalışıyorum sadece. İngilizce kursu, hukuk bürosunda çalışma, sertifika programları, diksiyon kursu gibi şeyler kafamda şu an. Hele okulda bir arkadaşımın, hem de her gün aksatmadan tüm derslere giren bir arkadaşımın aynı zamanda hukuk bürosunda para almadan çalıştığını ve açık öğretimden de uluslararası ilişkiler okuduğunu öğrenince kendimi çok tembel hissettim. Bu yaz kesin bir hukuk bürosunda başlayacağım. Ders saatlerim çok dandik olduğundan sene içinde çalışamam maalesef.
Şu an Hayat kardeşime ders çalıştırıyor ve ben 20 dk sonra evden çıkıp okula gitmeliyim. Girmem gereken iki ders ve almam gereken notlar var. Kardeşim bu Pazar Ygs'ye girecek. Ona ve tüm sınava gireceklere başarılar diliyorum. :))
Hava da kapalı ve serin :(. Artık gerçekten çok sıkıldım bu havalardan. İnsan ne giyeceğini şaşırıyor. Şu an kazak bile giyilebilir. Sonra birden çok sıcak olacak ve baharın tadını çıkaramamış olarak yaza gireceğiz. En uyuz olduğum şey.
Cherrycim mimlemiş, hangi bakım ürünlerini kullanıyorum diye.
1. Saç bakımı için ne yaparsın, ne kullanırsın ?
Şampuan dışında bakım adına kullandığım tek şey durulanan ve durulanmayan saç kremi. Banyodan saç kremi sürmeden çıkmam, sonra da Schwarzkopf'un durulanmayan saç kremini sürerim. O kadar. Ama Watsons'ın ballı ve biralı saç maskelerini çok duydum en kısa zamanda alacağım. Onun dışında arada badem yağı sürüyorum.
Vee saçlarım :D
2. Yüz ve cilt bakımı için neler yaparsın ?
Yüzümü temizlemeden yatmam. Dove'un süper kokulu bir yüz sabunu var onu kullanıyorum ama sabun cildi gerdiği için Avon'un gece kremini kullanıyorum.
3. Dudak bakımı için ne kullanırsın ?
Şu an Vaseline'in nemlendiricisini kullanıyorum ama memnun değilim, arkadaşım Neutrogena önerdi onu alacağım.
4. El ve ayak bakımı için ne kullanırsın ?
El için Nivea ve Arko kullanıyorum, arada Oriflame'in beyaz çikolatalı el kremini. Ayak için ayrıca krem kullanmıyorum vücut kremi sürerken ayağıma da sürüyorum o kadar.
5. En son kişisel bakım ürünü olarak ne aldın ?
Pastel 11, Flormar M211. Flormar süper gerçekten 4 dk da kurudu ve yatınca yastık izi olmadı. :D Onun dışında Vaseline nemlendirici aldım.
Her zamanki gibi mimi geç yaptığımdan kimseyi mimlemiyorum herkes yapmıştır. Ama yapmayan varsa bu posttan sonra yapsın. :D
Gelelim fasulyenin faydalarına. Neden ütopya ? Biraz sonra yazacağım yazı gibi yüzlerce fikir kafamda dolaşıyor ama insanlara anlatsam gülerler. O kadar ayrıntılara kapılıyorum ve imkansız şeyler düşünüyorum ki bazen. Hukuk seçmemin bir nedeni de buydu. Ayrıntıların çok önemli olduğu ve anlattığım her ayrıntıyı dinlemek zorunda oldukları bir alan hukuk. Tam bana göre.
Geçen Iron Man izliyoruz. İsminden dolayı çok ön yargılı yaklaştığım ama sonra çok beğendiğim bir film. Bir sahnesinde de Amerika'nın Irak'a girişinin anlatıldığı çok belli olan bir şey canlandırmışlar. Ama o çocukların, ailelerin hali o kadar kötüydü ki. Film Iron Man, duygusal falan değil, hatta kahraman demir adam gelip kurtaracak insanları belli bir şey. Ama bunların gerçekte olduğu ve o insanları kurtaracak bir kahramanın olmadığı aklıma gelince ağlamaya başlamaz mıyım !
Savaş. Hammadesi nedir ? Silah. İnsanlar bir arada yaşama fikrine insanlığın ilk zamanlarından beri neden bu kadar uzakmış ? Devlet kurumunun oluşmasıyla ilgili bir sürü teori öğrendim ama hiçbiri beni tatmin etmiyor. İnsanların bencillikleri, birlikte yaşama fikri, toplum sözleşmesi falan filan. İlk insanlar haliyle bilgisizdi tamam ama ya şimdikiler ? Evrensel bir toplum belki mümkün değil ama silahsızlanma neden olmasın ? Yani bütün silahları toplasalar, polislerin acil müdahale etmesi gereken bir durum olabilir, sadece polislerde silah olsa, askerlerde olmasa hatta asker denen kavrama gerek kalmasa... Çünkü silah yok, savaş yok ki askere gerek yok. Dolayısıyla kimse birbiriyle savaşamaz. Sapan kullanacak halleri yok ya. Mecburen susup oturacaklar. Hükümetler diğer ülkelerle nasıl savaşacaklarına, silahları nereden temin edeceklerine, kimle ittifak olmaları gerektiğine, savaş stratejilerine ve en ucuz kimden silah alacaklarına konsantre olmak yerine, asıl kuruluş amaçlarını yerine getirseler ? Yani devleti kuran kavram olan insanın yaşam şartlarını iyileştirmek için kullansalar beyinlerini, enerjilerini.
Bir düşünün. Devlet dediğiniz; insan tarafından, kendilerini iyi bir şekilde yönetsin diye kuruluyor. Kendinizi küçümsemeyin şu an bizim için her şeye karar veren insanlar yine biz istedik diye oradalar. Peki bu aynı insanlar, yani devlet dediğimiz kurumu oluşturan insanlar, hiç bize sormadan birbirlerine savaş ilan ediyorlar. İyi de onları o mevkiye kim getirdi ? Bütün o yetkilerle onları kim donattı ? Biz donattık. Halk egemenliği, demokrasi, cumhuriyet değil mi tüm olay. Al işte hepimiz eşit bir şekilde oyumuzu kullanarak kendimizi yönetmelerini istediğimiz kişileri kendi irademizle seçtik. Ya da seçemedik. Her neyse. Ee nerede yanlış yapıyoruz ? Devletlerin verdikleri kararlarla insanlar ölüyor sonra da biz bu ölen insanları medyadan görüp üzülmüyor muyuz ?
Üzülüyoruz. O zaman getirdiğim çözüme dönelim. Silahlar artık üretilmesin. Ama tamamen üretimden kaldırılamaz. O zaman katiller, hırsızlar nasıl yakalanacak ? Tamam güvenliğimizi sağlayacak kadarını bulunduralım. Ama küçük bir ayrıntıyı atlıyoruz. O silahlar yanlış ellere geçer. Satın alma yoluyla geçer. Kimse kullanmamız yasak demez. Çünkü silahların satın alınmasının önüne geçebilirsiniz, ama insanların satın alınmasına nasıl bir çözüm getireceksiniz ? İnsan doğuştan iğrenç bir yaratıktır. Leo Buscaglia'yı ne kadar sevsem de "insanları seviniz" derken daha ne kadar saf olabilirmiş diye sormadan da edemiyorum.
Yaratıldık, maymundan geldik, uzaylılar tarafından gönderildik...İnancınız ne olursa olsun biz sonuçta buradayız, yaşıyoruz. Ve insandan daha üstün bir canlı olmayan bir yerde yaşıyoruz. Ama kendi kendimizi ne hale getirdiğimize bakın. Özgürce doğup kendi kendimizi esir ettik.
Hep diyorum, insanoğlu tehlikeli, kendisi için bile.
Tam 3 tane mimim birikti. Cherry ve enes ten gelmiş mimlerdi. Geciktirdiğim için tekrar özür diliyorum geçen iki hafta bloga pek giremediğimden yapamamıştım.
Mim 14#
1. En sevdiğin şeyler nelerdir ? Nelerden hoşlanırsın ?
En sevdiğim şey havanın açık olması. Yani kar da yağsa, hava buz gibi de olsa çok sıcak da olsa hava açık olursa her şeyi yapmaya enerjim var. Ama kapalı, yağmurlu çamurluysa ben de bütün gün uyuz oluyorum.
Sevdiklerimle vakit geçirmek en büyük hobim.
Onun dışında çikolata, white chocolate mocha, piyano, günlük yazmak en hoşuma gidenler. :)
2. Bilgisayarda vaktini neler yaparak geçirirsin ?
Açar açmaz ilk yaptığım bloga bakmaktır. Yorum varsa yayınlarım, cevaplarım, o an çok içimden geldiyse yazarım. Sonra mail adreslerimi kontrol ederim. Hava durumunu kesinlikle kontrol ederim. Twitter'a bakarım. Ve haberlere bakarım.
Bilgisayarda vakit geçireceksem bu ya blog okuyarak ya da film ve dizi izleyerek olur.
3. En sevdiğin filmler nelerdir veya izlediğin ve hafızanda kalan kesinlikle izleyin dediğin ?
Dogville, The Fall, Mr. Nobody, Shawshank Redemption, Celda, Turtles Can Fly bu filmleri izleyin, zamanınızın boşa gitmeyeceği konusunda garanti verebilirim.
4. Şu sıralar almak istediğin şeylerin listesini yapsan bunlar neler olur ?
Liste yapmayı çok severim. :)
Çanta, ayakkabı, ruj, kıyafet, kitap
5. Şu sıralar en çok dinlediğiniz şarkılar ?
Maroon 5 - Moves Like Jagger
Pilli Bebek - Eylül Akşamı
Zaz - Prends Garde a Ta Langue
System of a Down - Lonely Day
Mim 15#
1. Ölmeden görmeyi istediğim bir ülke var mı ? Neden orası ?
İtalya. Çünkü Venedik'e çok gitmek isterdim. Hatta daha fazla görmek istediğim yer tabi ki Paris. Onun dışında da safariye çıkmak isterdim. Afrika'ya ve Güney Amerika'ya gitmek isterdim.
2. Kış mı Yaz mı ?
Kış.
3. Hiç saçının tamamını boyattın mı ? Pişman mısın ?
Evet şu an da tamamı boyalı. Hiç pişman değilim aksine iyi ki boyatmışım.
4. Blogumda en çok ne tarz konular görmek isterdin ?
Bu soruyu anlayamadım. Kendi blogumun her konuyu barındırmasını isterdim.
5. Yaptığın en çılgınca şey neydi ?
Artık aklıma gelen her şeyi en utangaç anım, en çılgınca şey diye başlıklarla not defterime yazacağım valla. Düşününce hiçbir şey gelmiyor aklıma. :D
Ama beni çok sinirlendiren bir kız vardı. Kapalıydı, ailesi de muhafazakardı baya. O kızın resimlerinin üstüne "Wanted" yazıp resimleri çıkarttırdım. Sonra da onun oturduğu sokağa dağıttım. Görmüş tabi herkes. :D
6. En sevdiğin tatlı nedir ?
Cheesecake
7. Hiç bıkmadan kullanabileceğin oje rengi ?
Rakı beyazı ve koyu kırmızı yarışır.
8. Hayvanları sever misin ? Eve beslemeyi denedin mi hiç ?
Çookk severim. Özellikle şirin hayvanları. Yani mesela balık o kadar değil ama tavşan, kedi çok severim. Kaplumbağa da severim. :D Tavşan, kaplumbağa ve papağan besledim.
9. Düzenli olarak takip ettiğin dergi var mı ? Varsa hangisi ?
Güncel Hukuk ve Cosmopolitan
10. Sence Türkiye'de en yaşanılası şehir neresi ? Neden ?
İstanbul tabi ki. Şehir dışına 5 kez çıktım. Hep özledim. Ama İzmir de çok güzel.
11. İnsanlar sende gördüğü en iyi ve en kötü özelliğin ?
En kötüleri; çok çabuk sinirlenebilirim ve yüzüm hemen asılabilir. Bu huyumdan nefret ederim, çevremdekiler de öyle. Şu an yenmeye, törpülemeye çalışıyorum.
En iyileri; mantıklı olmam, iyi niyetli olmam. Ama iyi niyet pek işe yaramıyor çoğu zaman.
Mim 16# Harem Mimi
Cidden aklıma gelmiyor. :D
İlk sıraya sevgilimi koyuyorum. Gözdem olarak :D
Hizmet etmesini istediklerim de
Jensen Ackles
Misha Collins
Jared Padalecki
Kıvanç Tatlıtuğ
Johnny Depp
Ed Westwick
Yine sınav dönemi geliyor. İlk sınavım maalesef cumartesi günü ve en nefret ettiğim ders. Ve maalesef çok notu var. Nasıl halledeceğim bilmiyorum.
