30 Haziran 2012 Cumartesi

Akbil Kaybetmenin Ne Demek Oldugunu Ancak Ogrenci Kardeslerim, Yoldaslarım Anlayabilir

     Bir öğrencinin başına gelebilecek en olağan, aynı zamanda da en akıl almaz olayla karşınızdayım. Her yıl düzenlenen, geleneksel akbil kaybetme yarışmasında yine birinciyim. Akbil kaybetmenin, hele ki aylık doldurulduktan sonra akbil kaybetmenin, hele ki çift bilet kesen otobüslere binmek zorundayken akbil kaybetmenin ne demek olduğunu ancak öğrenci kardeşlerim, yoldaşlarım anlayabilir. Umutsuzluğa kapılırsınız, dışarı çıkmak istemezsiniz, bilet için verdiğiniz her kuruşta ahhh akbilim der durursunuz. Tekrar akbil çıkarmak için verilmesi gereken kaybetme parası, bankaya gidip para yatırma, okula gidip öğrenci belgesi alma, internetten form doldurma ve tüm bu belgelerle gidip akbili alma insanın gözünde büyür de büyür. Hele benim gibi her şeyinizi kaybediyor ve akbilde bunu her sene yaşıyorsanız ölüm gibidir. Daha iki hafta önce telefonumu düşürmüşüm, yurdum insanı, emekçi amcam aradı telefonunuz bende diye. Ama şansımın son noktası bu diye düşünmüştüm ve iki hafta önce kaybettiğim akbilden umudumu kesmiştim. Tel gibi değil ki nasıl ulaşsın bulan kişi demiştim.
       Akbil çıkarma olayı sürekli değiştiği için İETT yi aradım ve tekrar nasıl çıkaracağım kaybetim dedim. Kadın tc kimlik numaramı aldı ve sizin akbiliniz bulundu diye kaydedilmiş kayıp için bildirimde bulunmuş muydunuz ? dedi. Yok dedim hiçbir şey yapmadım. Biri bulup  vermiş olabilir mi dedim olabilir dedi. Akbiliniz şu an bulunmuş ve şuradaymış gidip alabilirsiniz dedi. Ve söylediği yer evime sadece 10 dk uzaklıkta. Gerçekten inanamadım. Allah'ım sana geliyorum dedim ve sustum. Daha ne kadar şanslı olabilirim he dostlar ? Şimdi daha fazla konuşmuyorum ve şükürler olsun deyip susuyorum. :))


     Nazara iyice inanmaya başladım. Daha doğrusu inanıyordum ama somut olarak görüyorum. Ne zaman bir şeyler iyi gitse ve bu iyiliğim dışarıya yansısa boka sarmaya başlıyor. Ne zaman Allah'ım ne olur kimsenin gözü kalmasın da tadını çıkarayım desem kalıyor. Ama şuna inanıyorum ki bazı insanlar kötü niyeti olmadan da nazar değdirebiliyorlar. O yüzden çok da kızmamak lazım. En iyisi dikkatli olmak sanırım. Çok yansıtmamak. Mutlu olmak yeter zaten insana. Tamam herkes paylaşmak ister ama paylaştığında da tersine dönme ihtimalini göze almak lazım. 
     Bu arada çok ilginç bir şey öğrendim. Özellikle kilo vermeye çalışan kadınların çok işine yarayabilir. Hani tatlı yerine ya da çok kalorili besinler yerine meyve tercih ederiz ya, karpuza çok dikkat edin çünkü inanılmaz şeker varmış, ve bir pizzadaki kaloriye denkmiş. 


    Öptüm.

29 Haziran 2012 Cuma

Yeniköy

     Merhaba !


    Saat sabahın 9'u. Aslında kalkalı bir saat oldu. Anneannemin evi en üst katta olduğundan öyle bir güneş alıyor, öyle aydınlık oluyor ki insanın uyuyası gelmiyor. Uyandığım gibi kalkıyorum. Gece de artık hiç ilk günler gibi değil, öyle uyku sorunu yaşamıyorum. 


    Dün Hayat'la Yeniköy'e gittik kahvaltı yapmaya. Çok güzel bir semt. Baya yürüyüş yaptık. Sonra birer tane menemen ve çay söyledik kahvaltı için. Tam yiyorduk ki birden bir şey gördüm. Benimkinin içinde sinek ! Ama gelip yerken girdi değil bildiğin pişerken girmiş. Tabi ne açlık kaldı ne bir şey gönderdik yemekleri. Çay falan içtik, öğlen oldu biz direk Mc'e. Bir Big Mac yedim kendime geldim hemen tabi. Sonra etstur a anıtur a falan bakalım dedik tatil için. Sırf ege ve akdeniz yani marmara bölgesi o kadar az kii. Bir de hep pahalı yerleri söylediler hiç öğrenci bunlar efendim bir güzellik yapalım demediler. Biz ağva, marmara adası falan düşünüyoruz. Tavsiyesi olan varsa çok sevinirim. :)

27 Haziran 2012 Çarşamba

Tesekkürler Airties_Rt-205 !!!

      Bugün anneannemde kalmamın 3. günü ve dün gece 3. geceydi. İlk iki gece uyuyamadım, hem çok sıcak, hem yerimi yadırgadım sanırım. Aynı binada oturduğumuz için hiç yatıya kalma gereği duymamıştım. İlk defa kalıyorum burada. Her sabah deniz manzarasıyla uyanmam dışında uyku ile pek anlaşamıyoruz bu ara. Dün gece kitap okudum, uyku getiren bir sakinleştirici aldım ve bebek gibi uyudum. Çok mutluyum. :D Bu sabah anneannemle hastaneye gidecektik. Bacağı çok ağrıyordu. Ben de erkenden kalktım giyindim, makyajımı yaptım ki benim hazırlanmam uzun sürer beklemesin diye. Şimdi hala uyuyor kalkmadı ben de öyle oturuyorum. Ne giyeceğim diye bakarken iki tane beyaz üstün eksik olduğunu fark ettim. Ama öyle iki beyaz üst ki biri mini eteklerin baş tacı, diğeri de her şeyle giyilebilen beyaz h&m atlet. Annemi aradım hemen, yıkanmıştı bunlar nerdeee, diye, demesin mi ben onları kaldırdığımız kıyafetlerle pakete koydum. Paket olan da şu an benim için plüton kadar ulaşılmaz bir yerde. O kadar sinirlendim ki.


     Buradan wireless kullanma umudum tamamen sönmüştü. Çünkü tüm kablosuzlar şifreliydi. Şimdi airties rt 205 sağ olsun iki dk girip yazı yazabiliyorum. Kardeşimin telefonu dışında internetin i sini göremiyorum. Temizlikte anneanneme yardım etmek, evin inşaatını kontrol etmek ve sıkılmakla geçiyor zaman. 15 günde biter dediler. İnşallah biter. Ama maalesef dayım yüzünden ufak bir sorun çıktı. Bizim oturduğumuz bina 150 yıllık eski yapılardan. Hani yüksek tavanlı, ateş tuğla kullanılanlardan. Dayım kendi evinde o tuğlaları açtırıp dekorasyon olarak kullanmıştı ama baya fazla açtırdı, kötü göründü bence. Annem de o kadar istemiyordu sadece bir duvar istemişti. Dayım sen git bir odada 3 tane duvarı tuğla açtır. Annem tabi sinirlendi. Bir gün tuğla açmakla boşa geçti, bugün de sıvayla geri kapatmaları yüzünden zaman kaybı olacak. Çok uzamasa bare.


      Pazartesi işe başlıyorum büyük ihtimalle. Onun için de heyecanlıyım. Aslında daha istekli olmayı beklerdim ama annem çağlayan adliyesine gönderirler arada falan deyince isteğim hak getire. Büro evime 5 dk diye nasıl da sevinmiştim.


      Bugün üniversiteyi şehir dışında okuyan çok yakın arkadaşım marshmallow geliyor inşallah onla görüşeceğim. Yarın da Hayat'la kahvaltıya gideceğiz. 1 haftadır görüşemiyorum canım sevgilimle nasıl özledimmm nasıl !!! 

24 Haziran 2012 Pazar

Dagınıklık ve Toparlanma Çalısmaları

     Bu yazıyı cidden çok zor şartlarda yazıyorum. Cuma gecesinden evi toparlamaya başladık, inşaatın pazartesi başlayacağı son anda belli oldu. Annem çalıştığı yerden boyum kadar tekstil paketleri getirdi. Kapkalın poşetler. Kışlık, hiç giymeyeceğimiz kıyafetleri onlara koyduk, evdeki her şeyi paketleyip kolilere ve o büyük poşetlere doldurduk. Makyaj malzemelerimi, elbiselerimi ve blazerlarımı onlara koymaya kıyamadığımdan, malzemelerimi trendol kutusunda ananeme götürmeye, diğerlerini de askılarıyla ezomun gardrobuna göndermeye karar verdim. Ezoyla birlikte doğduk, büyüdük, çocukluk arkadaşım, dostum her şeyim diyebilirim. Diğer bebeklik arkadaşım Küb'le baya yardım ettiler toplamama. Dün bir tanıdığımızın düğünü vardı. 13 cm topukluyla gidip üstüne istiklali yürüyünce canım çıktı tabi. O yorgunlukla dün gece de evi toparladık.



     Ezo, Küb ve ananemle aynı binada oturduğumuzdan o açıdan rahatım. Zaten 1 hafta sonra da çalışmaya başlıyorum. Ama yine de ananemde baya sıkılacağım diye düşünüyorum. Artık laptopa bir aylık vınn falan alırım heralde. Çok yorgunummmmm.

22 Haziran 2012 Cuma

Hazırlıklar

     Haziran ayının bitmesine neredeyse bir hafta kaldı. Ben her okul yılı başında ve her yaz tatilinde geçirdiğim zamanı gözden geçiririm, kendime yeni hedefler koyarım ve değiştirmek istediğim şeyleri değiştiririm. Ama en büyük listeyi sanırım bu yaz yapmam gerek. Pazartesi gününden itibaren artık evde kalamayacağım. Çünkü evde inşaat başlıyor. Evde yapılacak değişiklikler benim için çok iyi olacak çünkü ben doğduğumdan beri evimiz lacivert ve siyah renklerinde. Koyu lacivert bir halı, siyah mobilyalar ve buz mavisi duvarlar. Artık krem rengi ve pembeler olacak ve eminim ki psikolojimiz için de bu çok etkili olacak. 1 ay boyunca anneannemde kalacağız neyse ki aynı binada oturuyoruz.


     Bu yaz ilk defa çalışacağım. Temmuz ayı boyunca evime çok yakın olan bir hukuk bürosunda staj yapacağım. Ama tabi resmi bir staj değil. Çünkü benim asıl stajım fakülte bittikten sonra başlayacak. Ağustos ya da Eylül ayında da sevgilimle bir haftasonu için ya da birkaç gün için tatile gitmek istiyoruz ama şu an hiçbir şey net değil. Tek isteğim kendime bu yaz için hedefler koymak ve onları gerçekleştirmek.





     Kaç gündür kulağım tıkanıyordu. Yani böyle kendi sesimi ve nefesimi yüksek duyuyorum ve inanılmaz sinir bozucu. Polikliniğe gittim. Alerji yüzünden olduğunu, bol su içmem gerektiğini, yiyecekleri çok çiğnemem gerektiğini, ve kesinlikle sigara dumanına maruz kalmamam gerektiğini söyledi. Bu arada sakız çiğne çünkü tıkanıklığı geçirir dedi. Bugün sigara içmediğim 3. gün. Ve şimdiden kendim için bir şeyler yapıyor gibi hissediyorum. Sigara içenler bilir o göğüsteki hafif yanma hissini, sabah ağızda iğrenç bir tatla uyanmayı ve öksürüğü. 3 günde onlar hafif değişiyor ama yine de tam geçtiğini söyleyemem. Şu an değişen tek şey sabah uyandığımda ağzımdaki o iğrenç tadın olmaması. He tabi bir de 3 günde 1 paketi kesin bitirirdim, ona vereceğim para da cebimde kaldı. :) En tatmin edici yönü de bu. Artık sigara içsem de içmesem de pakete vereceğim para kadarını kenara koymak istiyorum. Sırf harcamamak için de şu gram altınlardan almak istiyorum. En fakirimiz bile sigara için para buluyor haksız mıyım ?