Devletin görevi bu iki insan arasındaki farkı en aza indirmektir. Devlet belki parası az olan kişiye ek ödeme yapamaz ama sunduğu imkanlarla harcadığı miktarı en aza indirir. Örneğin hastaneler çok güzeldir, çok temizdir, yeterlidir, parası az olan kişi özel hastane yerine devlet hastanesini tercih eder, ücretsiz yararlanır, ilaçlarını çok uygun fiyata alabilir. Okullar temizdir, eğitimi yeterlidir, çocuğunu özel okul yerine para ödemeden devlet okuluna gönderir ve o çocuk iyi yerlere gelir. Üniversiteyi kazandığında masraflar az paralı vatandaşımızın boyunu aşmaz, çocuğu mezun olup iş sahibi olur. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.
Öyle bir durum var ki, eşitsizliğin de adaletsizliğin de son noktası. Az paralı işçi, çok paralı patronu tarafından işten çıkarılıyor. Ya da parasını alamadığı için kendisi işten çıkmak zorunda kalıyor. Kim bilir kaç aylık maaşı içerde kalmış. Sonra ne oluyor ? O işçiye asla ama asla o parası zor kullanma olmadıkça ödenmiyor. Ama işçi zaten güçsüz, zor kullanamıyor. Belki hukuk benim yanımda olur diyor, belki paramı o şekilde alabilirim. Peki işçi dava açsın, ne de olsa verilmiş bir emek, karşılığında verilmesi gereken bir ücret var. Önce bir dava dilekçesi yazıyor, sonra adliyeye gidiyor. İşçiyi vezneye yönlendiriyorlar. Dava harcı ödeyecek. Ne kadar dersiniz ? Alacağına göre değişiyor ve işçinin alacağı, mağduriyeti ne kadar fazlaysa, dava harcı da o kadar fazla oluyor. 1000 tl nin üzerinde olduğu bile oluyor. İşçi birkaç aylık maaşının derdine düşmüşken, elinde avucunda bir şey kalmamışken ondan bir aylık, belki iki aylık maaşı kadar para istiyor devlet. Neden peki ? O vatandaşımızın vereceği iki aylık maaşa muhtaç olacak kadar çaresiz ve muhtaç mı devlet denen organ ?
Dış borçlarımız silinmiş, yok enflasyon azalmış, yok diğer devletler çok kötü durumdaymış, bizden borç almışlar bilmem ne. Sen daha kendi vatandaşının mağduriyetini gideremiyorken, diğer devletlere milyar dolarlar versen ne yazar ? Devlet halkı için vardır. Halkının iyiliği için vardır, diğer devletlere yardım etmek için değil. Çünkü amacı sadece oysa devleti bağımsız bir tüzel kişi ilan edelim, kendi kendine takılsın. Ama devlet bağımsız bir tüzel kişi değil arkadaşlar, devlet mensup olduğu halk tarafından hayat verilmiş bir tüzel kişidir, asla bağımsız değildir, olamaz.
Sen maden içini döktün, ben de dökeyim. Siyasetten çok anlayan biri değilimdir ama ben hiç bir hükümek döneminde açlık sınırını bu denli arttığını, terörizmin bu kadar azıttığını, teröristlerin meclise girdiğini, askerimizin terrör suçu ile yargılandığını, vergilerin, zamların hız kesmediğini ve daha nicesi, görmedim.
YanıtlaSilEkonomi düzeliyormuş. Ekonomimiz çok iyiymiş avrupa kriz ile boğuşurken. Ekonomi kendi ceplerine iyi! Dinime küfreden müslüman olsa işte. Gerçek müslüman kendinin ve yanındaki şakşakçıların cebini dolduracağına, önce muhtaç olanlara yardım eli uzatır.
Pabucumun müslümanları.. Allah memleketi bu duruma düşürenleri tez zamanda def eder inşallah.
Aslında yapması zor değil, ama kendi cebini şişirmeye tercih ediyor.
YanıtlaSiluzunincekıvırcık çokk haklısınn meclis ve terör kanayan bir yara bu ülkede, sonraki yazımda tam da buna değinmek istiyordum..
YanıtlaSilpera kesnlikle öyle.