3 Temmuz 2011 Pazar

Sıkıldım kendimden

   Okul dönemi, hadi artık tatil gelsin dedim hep. Tatil geldi. Liste yapmıştık Hayat'la. Onun yapacakları, benim yapacaklarım, birlikte yapacaklarımız. O tatilde yapması gerekenleri gerçekleştirmeye başladı. Ama ben yapamıyorum. Enerjim yok. Sınavlarım biteli bir hafta oldu. Ve ben sadece odamı toplayıp geçtiğim derslerin notlarını attım. Yani o kadar sıkıcı bir hayatım var ki. Sabahtan beri dizi izliyorum. 4 bölüm Fringe, 1 bölüm de Pretty Little Liars izledim. Bekliyorum ki Breaking Bad çıksın.
   İstiyorum ki sinemaya gideyim, tiyatroya gideyim, alışveriş yapayım... Ama yok! Ya neden benim hiç gücüm yok ? Neden kaldıramıyorum kıçımı ? Ne oluyor bana ?
   Kitap okumuyorum, piyano çalmıyorum, müzik dinlemiyorum... Kombin, makyaj ve saç yapmak tek etkinliğim oldu. O da dışarı çıkarken yapmam gereken şeyler olduğu için.
   Vitamin mi alsam ki ? Belki red bull içmeliyim.
   Neyse, bende şans olsa sevgilimin spor eğitmeni anasının karnından oğlan doğardı.
   
  
   O değil de, ne yaptım biliyor musunuz? 2002'den beri tuttuğum günlüklerin hepsini attım. İnsan bazı şeyleri unutuyor. Eğer unuttuklarınız kötü şeylerse, sizi üzen ya da pişmanlık duymanıza sebep olan şeylerse yazarak asla unutmamayı garantilemiş olursunuz. 
   Beyin bu. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki düşüncelerimizi durduramıyoruz. Çoğu zaman istemediğimiz şeyler de düşünebiliyoruz. Bazen sadece sinirle ya da bir anlık salaklıkla da çok saçma şeyler düşünebiliyoruz. Ve genelde günlük yazarken çok mutlu ya da çok mutsuz olduğumuzdan salak anlarımıza denk geliyor. Ve o iki saniyeliğine aklınızdan geçmiş olan saçma düşünceyi yazarak somutlaştırmış oluyoruz. Sonra hassiktr nasıl böyle düşünürüm !!? diye kalırsınız okurken benden söylemesi. Günlük tutacaksanız da elinizden geldiğince yüzeysel yazın. Sadece kendinizin okuyacağınızdan emin olsanız bile. Çünkü çoğu zaman saklanmanız gereken tek kişi kendiniz oluyorsunuz. Ve maalesef kaçamadığınız tek kişi de kendinizsiniz. Kaçamadığımız tek şey düşüncelerimiz. Ve durduramadığımız...

4 yorum:

  1. Merhaba, yeni gördüm blogunu. Bloglarda pek uzun yazı okumayı sevmem ama seninkileri çok keyifle okudum, çok doğal, çok içten geldi yazdıkların. Bazen insan böyle hissediyor, normal bana da olur arada, televizyonun karşısından kalkmak bilmem, sonra da kendimden nefret ederim. Bu durumlarda kendimi zorlayıp spor yaparım, koşu, yürüyüş ne olursa ve bir duşun ardından acaip iyi hissederim. Tavsiye ediyorum, kesinlikle.
    Ayrıca 20 yıldır günlük tutan biri olarak, ben seviyorum o eski halime bakıp, ne salakmışım demeyi yaa. Sonuçta ne olursa olsun, bugün beni ben yapan şeyler hep o saçmalıklar.
    Sevgiler

    www.denizsaatcioglu.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim, begenmenize çok sevndim :)
    Umarım benim de bu halim en kısa zamanda geçer :)

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Nora,
    Çok doğal,çok içten yazmışsın.Ben de kimi zaman öyleyimdir. Okul zamanı yazın şunları şunları yapacağım deyip, uzun listeler çıkarırım. Ama yaz tatili geldi mi hepsi puff olmuş :) Biraz can sıkıcı bir durum bu ama napalım. Yanlız değilmişim,buna sevindim :)

    YanıtlaSil
  4. Senorita çok teşekkür ederimm. Kesinlikle yalnız değilsinn :) Bak o yazıyı yazalı iki haftayı geçti ben hala aynı durumdayım :) Listede en ufak bir azalma yok şaka gibiyiz he xD.

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)