21 Ağustos 2012 Salı

Kraliçe Yaz Ayı, Temmuz Ayı

      Merhaba ! İzlediğim blogları, beni izleyenleri, en mal ve yalnız hissettiğim zamanlarda yorum atanları, sizi o kadar çok seviyorum ki anlatamam. Kaç dakikadır yazı yazacağım ama önce yeni yazıları okuyayım dedim. Ama o kadar çok yeni yazı yazılmış ki, ben de yeni sekmede açıp, yazı yazdıktan sonra okuyayım dedim. Ama yeni sekmelerde o kadar çok yazı oldu ki :) Gerçekten sizlerin yazılarını okumayı çok seviyorum.


      Ağustos ayının da sonu yaklaştı... Bana küçüklüğümden beri hep Temmuz ayı "kraliçe yaz ayı" gibi gelir. Yani Haziran'ı da severim ama Temmuz tam tatil ayıdır benim için. Ağustos artık yazın son ayıdır, pazar gününde yaşadığım hüznü yaşarım ağustos ayında. Bu yaz gerçekten nasıl geçti hiç anlamadım. Yani zamanın nasıl geçtiğini anlayabilecek insan daha anasının karnından doğmadı farkındayım ama bu yaz bir başka inanılmaz hızlıydı.  Haziranın sonunda sınavlarım bitti, anneanneme taşındık, temmuzun başında staja başladım, bittikten sonra inşaatın son zamanlarıydı, sonra temizliğe başladım, bir hafta önce normal ev hayatıma dönebildim. Şimdi beni kendime getiren tek şey eylül ayında sevgilimle gideceğimiz tatil. O kadar mutluyum ki, kendim bile nazar değdirebilirim. :) Allah'a binlerce kez şükürler olsun. Şu an moralimi bozan tek şey var, o da Pkk. Tüm mutluluklarımı söndürebilecek kadar acımasız, şerefsiz ve soysuz olan bu piç sürüsü maalesef benim ve binlerce kişinin mutluluğuna gölge düşürdü, ben onları Allah'a havale ediyorum ve şehitlerimizin ailelerine de Allah'tan sabır diliyorum.


     Ramazan ayı geçti ve şu an bayram... Nerede eski bayramlar ? Bilmem ben görmedim. Ne klişe... Eski bayramları neden arıyorsunuz ki ? Bu ramazan benim için pek ramazan gibi geçmedi. Oruç tutmayı, arkadaşlarımla iftar yapmayı, sevgilimle iftara gitmeyi, sahurda yaptığımız güzel sohbetleri falan çok özledim. Ama ramazanın bir kısmı stajda, bir kısmı ilaç alarak, bir kısmı hastalıkla, bir kısmı da ev temizliği ve burnumun kanamasıyla geçti. Belki de o yüzden hiç bayram gibi hissedemedim bilmiyorum. Şeker toplamaya gelen çocuklar bütün kapıları çalmış, ben de nerede bunlar diyorum. Meğer uyuyormuşum.  Normalde tık desen uyanan insan ben, uyanmamışım. Ama yine de sorumu tekrarlıyorum. Eski bayramları neden arıyorsunuz ki ? Zaten çok sevdiğiniz insanlarla kendi isteğinizle görüşüyorsunuz. Onun dışında samimiyetsiz akraba ziyaretleri, temizliğine bile emin olmadığınız elleri öpmek, yapılan dedikodular, siz gittikten sonra arkanızdan konuşulması ya da sizin milletin arkasından konuşmanız, hiç müsait olmadığınız anlarda kapının çalması ve bir sürü insanın içeri doluşması, uzak akrabaların çocukları, gereksiz bir yorgunluk... Bence bayramın en güzel yanı tatil olması ve sevdiklerimi görebilmem için fırsat yaratması. Onun dışında eski gelenekleri özlemenin bir gereği yok bence.

     Benim hiç çok sayıda ve birbirini seven akrabalarım olmadı, olanların da sonradan ne kadar şerefsiz olduğunu gördük zaten. Az sayıda kalanlar da şu an pek sevgi dolu değiller zaten. Hem zaten, bence kimseyle çok yakın olmamak lazım, hayal kurup, birşeyler bekleyip hayal kırıklığına uğramamak lazım. Ben burayı galiba o yüzden çok seviyorum. Kimseye güvenmek zorunda değilim, hayal kırıklığına uğrama olasılığım o kadar az ki... Ama yine de karşılıklı sevgi ve saygı besliyoruz birbirimize. Güzel şeyler.

     Hepinize mutlu bayramlar, hatta mutlu bir hayat diliyorum. :)

     

7 yorum:

  1. kesinlikle çok haklısın:)yani kimseyle çok yakın olmamak kimseye bağlanmamak lazım yoksa sonu hayal kırıklığı olabiliyor ne yazık ki...sanırım blog da buluşma sebebimiz ortak:)sana da mutlu bayramlar:)

    YanıtlaSil
  2. zaruri olarak yapılan bayram ziyaretlerindeki samimiyetsizliği görebildiğin için kendini şanslı saymalısın. o ziyareti yapanlar da maruz kalanların çoğu da farkında değil bu durumun. bayramın kalitesini, yenen şeker,çikolata sayısı ile aldığımız harçlık miktarı belirlerdi. keşke şimdi de mutluluk ve beğeni o kadar basit olabilse. eğer bir gün nerede o eski bayramlar dersem sadece bundandır. güzel bir yazı, eline sağlık...

    YanıtlaSil
  3. güll evet sanırım ortak :)) zaten samimiyet denince insanın beklediği hayal kırıklığının olmaması değil midir ?

    Ken Booker belki de farkındalar ama insanlarda kendi hisleri yerine "millet ne der" düşüncesi daha baskın olduğundan bu konuştuklarımz akıllarna gelse bile anında kovarlr bence :D
    "bayramın kalitesini, yenen şeker,çikolata sayısı ile aldığımız harçlık miktarı belirlerdi. keşke şimdi de mutluluk ve beğeni o kadar basit olabilse. " diyerek zaten her şeyi anlatmışsn, yazıda eksik olanı tamamlamışsın. Ben teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
  4. Bayramınızı kutmuyorum. Esenlikler diliyorum.

    YanıtlaSil
  5. Profösör teşekkür ederimm :) ben de sizin bayramınızı kutluyorumm :)

    YanıtlaSil
  6. bayramını kutlamayı 39 dakika geciktirmişim. tüh

    YanıtlaSil
  7. Fotoğraftaki kız kim acaba???

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)