31 Ocak 2012 Salı

Bu Aralar

    Finaller bitti, hatta bazı notlarım açıklandı ama ben ancak yazabiliyorum. Hepinize merhaba :) Aslında şablonumu değiştirmeyi düşündüğümden ve yenisini aradığımdan geciktirdim biraz ama henüz içime sinen bir şey bulamadığımdan artık yazayım dedim. :)
    Üniversite hayatımdaki ilk AA mı aldım iş hukukundan. Ama bir sınavıma da hasta olduğumdan giremedim ve rapor da almadığımdan mazeret sınavına da girmedim. Pek de girme niyetim yoktu aslında. Baya zor geçti bu sınav dönemim. Gerçekten çok yoruldum. Önceden çalışmaya başlamam gerekiyordu ama yeterli çalışmamışım anlaşılan. Her gün 300 sayfa okudum ortalama. Canım çıktı gerçekten. Ama olsun şu an çok rahatım ve çok mutluyum. Sevgilimin sınavları da bitti. Ve biz okul gezisi için hazırlıklara başladık. Şubatın 3. haftasında Uludağ'a gidiyoruz. Bu ilk tatilimiz. 3. senemiz olduğu halde 3 güncük tatil bile çok mutlu ediyor beni. :)
    Bugün de sevgilimle bizim evde birlikte yemek hazırladık, kardeşimle müstakbel kız arkadaşı geldi, sonra kahve içmeye çocukluk arkadaşlarım geldi :). Güzel bir gün geçirdik yani. :) Vee asıl beni çok çok çok mutlu eden şey, sevgilim doğum günümde bana yüzük aldı ! Tabi söz nişan gibi bir anlamı yok :) Sadece bana olan sevgisini ifade etmek için :) Ama nasıl mutlu oldum anlatamam.






    Hafta sonu kardeşimle babama gittik. Babaannem de bir bomba patlatarak 6 seneden sonra annemle babamın barışıp barışamayacaklarını sordu. Yok bir komşusu varmış, çocuklarından biri askere biri üniversiteye gidecekmiş, annelerine babamla barışmazsan gitmiyoruz demişler. Güya bana zarf attı. Anneleriyle babalarının da barıştığını sırıtarak söyledi ama benim annem ve babamın barışması gibi bir ihtimal olmadığının kendisi de farkındadır.


    İşte son günlerim böyle geçti. Umarım sizin de günleriniz çok güzel geçmiştir. :)

4 Ocak 2012 Çarşamba

Finallerim varken ders çalışacak halim yok ya

       Yazı yazıyorum neden ? Çünkü finallere çalışmam lazım. Yani normalde de yazarım da bu saatte ayaktaysam ders çalışmam gerektiği içindir ama ben evi topladım, mutfağı temizledim, yemek yedim, sudoku oynadım, sevgilimle sohbet ettim... Finallerim varken ders çalışacak halim yok ya.
      
       Okuldaki arkadaşlarımı severim. İyi niyetlerinden de şüphem yoktur ama bugün ne ayaksa sürekli bir kıskanma muhabbeti oldu. Şöyle açıklayayım. Genelde giydiğim şeyi beğendikleri zaman iltifat ederler. Ben de normalde ederim de onlar kadar değil. Saçıma gözüme habire bir şeyler söylerler. Ben genelde haftanın ancak üç günü okula giderim. Bazen daha çok bazen daha az ama onlara göre çok az. Onlar her derse girip sürekli not tutuyorlar. Nasıl yapıyorlar anlamıyorum ama ben yapamam. Zaten geceleri uyku sorunum var sabah uyanamıyorum. Onun dışında bütün günümü sevgilime, arkadaşlarıma ya da kendime ayırmak istediğim günler de oluyor. Hem kendi evimde otururken hem de devam zorunluluğum yokken devamsızlık yapmamdan normal bir şey olamaz bence. Ama hep de ya onlarla aynı notu alıyorum ya da bazı derslerden daha yüksek alıyorum. Çünkü evde gerçekten çalışıyorum. 




       Bugün notları alıyorduk. Ne kadarını çalıştığımızı konuşurken arkadaşım "oo nora sen gelmiyorsun falan ama bizden çok çalışıyorsun, ben de seni geziyorsun sanıyordum, kıskanıyorum he biz de mi gelmesek" dedi. Sonra aradan zaman geçti diğeri bir lafıma karşılık "of tamam zaten uyuz oldum saçlarını kestirmişsin yakışmış." dedi. Yani oradan şaka gibi mi görünüyor yoksa bu insanlarda ciddi sorun var gibi mi görünüyor bilmiyorum ama gerçekten iyilerdir aslında. 
       Sorun şu ki, ben en yakın arkadaşlarımdan biriyle onu çekemediğimi düşündüğü için -ki küçük görmek gibi olmasın ama çekemeyeceğim tek bir özelliği yok- arkadaşlığımı bitirdim. Yani bu kıskançlık, arkadaştaki olumlu bir şeye uyuz olma gibi konularda hassasım. Hep diyorum bence arkadaş dediğin insanla aranda böyle şeylerin lafı olmamalı. Şakasından bile hoşlanmıyorum. 
       O yüzden çok daha önce vermem gereken kararı bugün verdim ve uyguladım. Çok samimi bile hissetsem, emin bile olsam bazı insanlara kendimle ilgili hiçbir şeyi anlatmayacağım. Dersten sonra ceza hukuku kürsüsüne gitmem gerekti ama dersle alakalı bir soru sormayacaktım, tamamen ailevi bir konuydu ve hocalarımdan birine danışmak istedim. Meğer bunlar ders için kürsüye kadar gidiyorum sanmışlar ve asıl garibi de gözlerine batmış. Demesin mi "o kadar çalışmışsın, ceza kürsüsüne gitmeler falan.." Ya sanki ders için gitsem ne olacak batıyor mu yani ? İşte önceden olsa "böyle böyle oldu, onu sormaya gittim" derdim.
       Öyle işte gıcık oldum bugün. Yarın da zaten okula gitmeyeceğim. Yani derslerden çok bu muhabbetlere ara vermek iyi geliyor bana.
       Herkes sınav döneminde bu ara. İnşallah hepinizin sınavları çok çok iyi geçer. Allah yardımcınız olsunnnn, dersin başına oturmanız gerekince ertelemeyin, hep tam sınavda çıkacak yerleri çalışın tesadüfen, tam bildiğiniz sorular gelsin, aman uyuyakalmayın, günde iki sınavınız olmasınnn... Amin. :)


       Böylece bu gece de uykum gelene kadar blogda takılarak, ders çalışmamış oldum. Mission completed.

1 Ocak 2012 Pazar

Yeni yıla dair

     Hepinize mutlu, sağlıklı ve başarılı yıllar diliyorum. :) 
     Bugün saçlarımı kestirdim. Aslında çok büyük değişiklik yapmadım ama aşırı derecede kırılmıştı, ben de omuzlarımdan biraz uzun olacak kadar kestirdim. Az bir değişiklik bile mutlu edebiliyor insanı. 1 hafta sonra da sınavlarım başlıyor binlerce sayfa var :(
   
      Dün gece anneannemlerdeydik. Dayım video çekerken herkese 2012 den beklentilerini, hayallerini soruyordu. 2011'de yaşadığımız acı olaydan sonra birbirimizin, birlikte yaşamak istediklerimizin, kurduğumuz hayalleri gerçekleştirebilme şansımızın değerini anladık sanırım. Ama asıl dikkatimi çeken şey 2012 de gerçekleştirmek istediğim bir hayalimin olmamasıydı. Herkesin olmalı bence. Ne bileyim, enstrüman öğrenmek, dil öğrenmek, sınav kazanmak, tatil falan... Aslında sevgilimle tatile gitmek, piyano eğitimime devam etmek, ingilizce öğrenmek gibi hayallerim var ama hepsini bu sene gerçekleştirebileceğime inanamıyorum pek. 
      Lisedeki edebiyat hocamın söylediği bir söz vardı beni çok etkileyen. Çünkü eğer doğruysa bu mükemmel olurdu. Derdi ki "İnsan hayal ettiği, istediği bir şey için günde yarım saat emek verirse, bir sene sonra gerçekleştirir." Tabi enstrüman ya da dil öğrenmek gibi ya da bir spor dalında kendini geliştirmek gibi konular için söylemişti bunu. Yani her gün aksatmadan sadece yarım saat çalışırsanız, öğrenmek istediğiniz konuda uzmanlaşabilirsiniz demişti. Hocamın dediğini denemek istiyorum bu sene. Sadece bir buçuk saat vererek hem hukuk, hem ingilizce hem de piyano konusunda uzmanlaşırsam daha ne isterim ki ?
     Siz de deneyin bence. Çünkü gayet mantıklı. Yarım saat az geliyor belki ama her gün aksatılmadan yapılırsa gerçekten işe yarayacağını düşünüyorum. 
     2012'den kendim ve sevdiklerim için sağlık, mutluluk ve başarı istiyorum. Türkiye ve dünya içinse; insan olmak ne demek, değeri nedir öğrenmelerini istiyorum. Tüm insanların; devletlerin aslında insanların refahı için kurulduğunu, insan vasfının kazanılması için herhangi bir kökenden doğmanın yeterli olduğunu, güç sahibi olmanın bunların hiçbirinden değerli olmadığını hatırlamalarını istiyorum.