16 Eylül 2012 Pazar

Döndüm !

       Aslında bir hafta oldu döneli. O kadar muhteşemdi ki anca kendime gelebildim. :) Bodrum gerçekten çok güzel. Sevgiliyle daha da güzel. Hani bazı İnstagram resimleri vardır ya süper bir sahil, hasır şemsiyeler, şezlongda uzanan bir çift ve huzur. Aynen öyleydi. Sezondan dolayı çok kalabalık değildi, en güzeli de oydu sanırım. Olanlar da yaşlı turistler ve bizim gibi bir iki çift. İlk defa uçağa bindim. Güzeldi ama korkmadım. Yüzücü sevgilim bana yeni stiller öğretti, meğer ben yüzemiyormuşum onu anladım. Kilo aldım, ki güzel de oldu. Yeni bir seneye dinç başlayabilmek için, o senenin iyi geçmesini umut edebilmek için güzel bir tatilin ne kadar gerekli olduğunu anladım. Ama döndükten sonra birkaç gün yalnız uyumak zor geldi. 1 hafta boyunca her saniye birliktesiniz, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyor, sarılıp uyuyorsunuz. Sonra gerçekten zor oluyor baya. Ama en güzel yanı şu oldu, bir hafta boyunca hiç sohbet edememe, konuşamama sıkıntısı çekmedik. Gülmekten karnım ağrıdı, sürekli konuştuk, paylaştık. İnsanlar en iyi yolculukta, tatilde tanınır derler ya, gerçekten öyle. Biz 3.5 seneden fazladır birlikteyiz ve sevgilimin çok başka yönlerini gördüm. Tekrar aşık olduk birbirimize.

     
     Ama anlatmak istediğim tek şey tatil değil. Şimdi düşünüyorum da, kısa zaman çıkıp evlenen; aynı evde bir gün dahi geçirmeden, birlikte hiç tatile bile gitmeden evlenen çiftlere şu an hayret ediyorum. Biliyorum ülkemiz böyle, evlenmeden çoğu kişi tercih etmez birlikte tatile gitmeyi falan. Ama düşünsenize evlendiniz, kocanızın alışkanlıklarını bilmiyorsunuz, tatilde nasıldır, birlikte gitseniz iyi vakit geçirir misiniz bilmiyorsunuz, uykusu derin mi, ne tarafa dönüp uyumayı sever bilmiyorsunuz. Hepsini evlendikten sonra öğrenmek zorundasınız. Sonra hoşunuza gitmeyen huyları çıktığı zaman da neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. Sonra da boşanma oranları neden yüksek.

     Hatta bir adım daha ileri götüreceğim. O kendilerini namus bekçisi görüp kızlarını görücü usulü evlendiren acımasız babalar var ya, aslında onların ahlaksızlıklarını görelim biraz da. Evlilik o adamlar için sadece aynı evde yaşamakla bitmiyor, en önemli sonucu cinsellik onlar için. Öyle olmasa namus diye diye töre cinayetleri işlemezlerdi heralde. Kızlarını büyütüyorlar, sonra başka bir aileyle anlaşıyorlar ve kızı hiç tanımadığı bir herifle evlendiriyorlar. Çoğu kız duvağını açtıktan sonra, gerdek gecesinde görüyor adamın yüzünü. Şanslı olan varsa söz töreninde, nişan töreninde görür. Ama bu bahsettiğim zihniyetteki insanlar için bu süreçler çok kısa. Neyse sonuç olarak kız birkaç gündür tanıdığı herifle düğünden sonra gerdek gecesinde. Belki ilk defa gördüğü, belki sadece birkaç gündür tanıdığı bir adamla seks yapıyor. Neden ? Çünkü kocası. Koca nedir ? Nikah defterine, bir kağıt parçasına, basit bir kalemle imza attıktan sonra seks yapmanın meşru olduğu kişi. Hem de istediğin kadar. oh. Daha önce hiç dokunmadığın biriyle, belki mideni bulandıran, sadece babanın uygun gördüğü biriyle öpüşmek, onu koklamak, sevişmek zorundasın. Evlenmeden önce birazcık tanımaya hakları yok. Evlenmeden önce seks yapmayı bir kenara atın, hemen muhafazakar damarınız kabarmasın, ben sadece tanımaktan bahsediyorum. Ne yemeyi sevdiğini bilmek, hangi konularda sohbet edebildiğini bilmek, sevdiği şeyleri bilmek, ona anlatabilmek... 

      Bırakın tatili, tek buluşmaya gitmeden evlenenler de var. Aklıma bunlar geldi işte. Ve düşünüp düşünüp şükrettim. Bir filmde, müslüman bir çocuğun yabancı bir kızla diyaloğu vardı. Öncelikle ben dinime çok bağlığımdır, çok inançlıyımdır ama benim yaşadığım din Allah'la benim aramdadır. Toplumun ya da sert geleneklerin dayatmalarından ibaret değildir. Filmde kızla çocuk öpüşmeye başlıyor. Tam ilerleyecekler çocuk duruyor. Yaptığı yanlış geliyor. Kız nedenini soruyor, çocuk da: "Bizim dinimizde evlendikten sonra flört edilir. " diyor. Dini bahane ederek büyük mutsuzluklara sebep oluyorlar. Türkiye'de bunu sürekli yapıyorlar.

      Bilmiyorum, bana çok yanlış geliyor. Sırf imza attın diye aslında tanımadığın biriyle birlikte olmak ne kadar ahlaklı ?

7 yorum:

  1. Nora,

    Seninle aynı görüşteyim. İnsanlar ne şartlar altında evleniyor, üstelik o bahsettiğin babanın uygun gördüğüyle evlenen kızlarımız boşanamıyor da. Bir kısmı boşanamıyor, bir kısmı şiddet görüyor, bir kısı diye diye gider.

    Sonra ülkemizde neden kadına şiddet var, neden kadın çalışamaz, neden "namus" ön plana çıkar.

    Namus, iki bacak arasında olmadığını ne zaman anlayacak bu millet bilmiyorum. Sevdiğin biriyle birlikte olmanın, neresi kötü?

    İnsanlar anlaşılması güç varlıklar. Filmi merak ettim doğrusu.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. hoşgeldin nora;)
    bahsettiğin film neydi merak ettim :)

    YanıtlaSil
  3. uykusuz aynen öyle insanlar anlışması güç varlıklar, tek açıklaması bu sanırım.

    dream hoşbuldukk :)

    Filmin adı The Taqwacores, Radikal Punkçılar diye çevirmişler. "Pakistanlı mühendislik öğrencisi Yusef, kampüsten taşınır ve bir grup gençle yaşamaya başlar. Burada müslüman punk dünyasının varlığını keşfedecektir. Hepsi inançlı olan gençler, yıkıcı ve başkaldırı dolu bir müzik olan punk'la yatıp kalkmaktadır. Değişik bir kültüre odaklanan, farklı bir müzik filmi." diye anlatılmış.

    YanıtlaSil
  4. nora,buldum filmi arşivime eklicem teşekkür ederim. bu ara iznin olursa izledikten sonra blogumda bahsetmek isterim filmden... üff üstteki yazın güzel olmuş..

    YanıtlaSil
  5. dream ne demek tabi ki bahset çok iyi yorumlayacağından eminim çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  6. oh tatilin güzelmiş.
    düşüncelerin de.
    :)

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)