23 Temmuz 2011 Cumartesi

Bare arkadaşlık kolay olsaydı

   Hani bir his vardır. Küçükken okula giderken de hissederdim. Nasıl anlatsam, böyle evden uzak kalma hissi gibi. Olduğun ya da olacağını düşündüğün yerde yabancı hissetme hissi. Huzursuz, olmam gereken yer burası değil ya eve gitmek istiyorum gibi. Böyle kalbinde boşluk varmış gibi. Of ne bileyim.


   Bazen hissediyorum böyle. Ama bu bazen mekana bazen kişilere bağlı. İnsan en yakın hissettiği kişilerin yanında öyle hissetmez. Ama ben bütün arkadaşlarımın yanında öyle hissediyorum. Anlamıyorum neden tam olarak güvenebileceğim, bu kişi benim gerçekten dostum ve her zaman düşünür beni diyebileceğim kimse yok. Yani yanında gerçekten içimden geçen her şeyi söyleyebileceğim biri. 




   Hepsini öyle görmeye çalıştım. Hepsinin yanında çok doğal oldum. Yalan söylemedim. Lan birine bile acaba arkamdan bir şey söylemişler midir demeyecek kadar güvenemedim, ne kadar kötü bir his. Benim arkamdan bir şey söylemez, söyletmez de diyebileceğim bir arkadaşım olmasını isterdim. Benim yanımda benim sevdiklerim hakkında konuşurken dikkatli davranacak kadar iyi bir arkadaşım olsun isterdim. Sonra öyle bir kişi olsun ki, o kişi ve ben diğer arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde o kişi değişmesin isterdim. Hala hareketleri, tavırları, davranışları aynı olsun isterdim.


   Biri o kişi hakkında bir şey söylediğinde onu savunabilecek kadar ona inanayım, içimde şüphe olmasın. Ben elimden geleni yapıyorum. Erkek arkadaşı için beni satan mı dersiniz, erkek arkadaşının olmayan parasıyla hava atmaya çalışan mı, üst üste yalanlar söyleyen mi, arkamdan konuşan mı, kıskanan mı, başkalarıyla bir araya gelince bana farklı davranan mı, kırmamayı düşünmemeyi bırak kasıtlı olarak kıran mı dersiniz... Her bok var. Ve bu insanlar bir iki senelik insanlar değil. En kısası 6 senelik arkadaşım. Ama ne gerek var ben kimseye yapmadım böyle şeyler. 


   Belki sizin mükemmel bir arkadaşınız vardır. Bir şey demiyorum. Ama inanın ben bu kişileri hep mükemmel arkadaş sandım.





7 yorum:

  1. O tip gerçek dostluklar şans işi. İş gerçekten güvenebileceğin bir dostun olduğunu düşünmekle de bitmiyor. Dost sandığın, savunduğun, inandığın kişinin de aslında öyle olmadığını farkedebiliyorsun sonradan.

    YanıtlaSil
  2. üzülme. hepimiz yaşadık, yaşıyoruz bunları :)

    Nyks

    YanıtlaSil
  3. benim bikaç tane var kendimden öte sevdiğim arkadaşım.. kardeşim diyebileceğim.. ailemden saydığım..umarım hep böyle kalırız! ve umarım senin de sayısızca gerçek dostun olur! bu devirde çok zor.. herkes rakip görüyo kendine.. kıskanan mı ararsın, arkandan iş çeviren mi...
    bu arada bu şarkı mr nobody filminde çalıyodu!!! blogumda paylaşmıştım zaten:) izlemediysen öneririm...
    http://dream-alittledreamofme.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  4. inşallah siz hep öyle kalırsınız :) evet izledim çok güzel çok beğendim :))

    YanıtlaSil
  5. Bu güzel bir uyarı yazısı olmuş. Ben nice güzel arkadaşlıklar edindim sanal alemde. Hala ra devam ediyor. Üstelik arkadaşlıktan ad öte dostluk bu. sevgi ve kaynaşmanın oluşturduğu dostluk.


    Blog Dostluğu

    İnsan kendi itibarını düşünüyorsa ağzından çıkan cümlelere dikkat etmek zorundadır. Günlük yazmak gibi blogda da özel sayılabilecek duygu ve düşüncelerinizi yazmak konumunda kalabiliyoruz. Günlük yazmak daha somut oluyor. İsmin cismin ortaya dökülebiliyor. Fakat blog yazmak sanal bir eylemdir. Çünkü rumuzlarla kimlik kullanabiliyoruz. Belki de özel durumların irdelenmesi, farklı kimlik ve kişiliklerden yorum alınmsı, özgürce değerlerin tartışılması ve tartılmsına şahit olabiliyoruz. Adını ve sadını bilmediğimiz, ama yazılarından bir değer olduğu anlaşılan kimliklerin, kişilikleri de aynı zamanda ortaya dökülebiliyor. Bize düşen, iyiniyetli ve gerçekten kulağımıza altın bir küpe olarak takabileceğimiz öğütleri de alabilmiş olmamızdır.

    Profösör rumuzuyla burda yazan blogdaş da bir nevi sanal dosttur. Fakat sanal da iyi bir dost olması, reelde kötü bir insan olduğu anlamına gelemez. Zaten buraya yazan blogdaşlar kendinden önce karşısındakini düşünebiliyorsa, karşı taraf bu samimiyeti hissedecektir. Belki de reeldeki arkadaşlardan görmediği iyi niyeti, samimiyeti, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve paylşmayı blogdaşlarından görebilecektir. Blog yazarlığı ve blog dostluğu çok önemlidir. Blog yazarlığı ve paylaşımı da önemlidir. Bu bir lütuftur aslında.

    Bazen kendini çıkmaz bir sokakta hissedebilirsin, bazen öyle sıkıntılar yaşarsın ki bütün duvarlar üzerine yıkılır. Blog dostluğu seviyeli olduğunda, kendine güven ve huzur gelir. Aşamayacağın ve çözemeyeceğin sorun yoktur aslında. Bütün tılsım buradadır.

    YanıtlaSil
  6. Profösör, öncelikle yorumun için çok teşekkür ederim. Kesinlikle çok haklısın. İnsan blogda hem içten hem de seviyeli oluyor ister istemez. Bazen öyle anlar oluyor ki blogdaki insanlar beni reeldeknden çok güldürüyorlar. Fikir veriyorlar, yardımcı oluyorlar. Bence de çok güzel, çok önemli bir şey.

    YanıtlaSil
  7. gerçek dost bulabilmek gerçekten de çok zor,sana hiç denk gelmemesine çok üzüldüm:((
    insanın hayatında güvenebileceği bir kaç dostla günler daha güzel geçiyor,umarım fikirlerine uyan ,sana değer veren dilediğin gibi bir dost bulursun.iyi bir dostluk gerçekten de şans işi

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)