2 Haziran 2011 Perşembe

Ortaya Karışık

   Kısa zaman içerisinde iki post giriyorum neden ? Çünkü final dönemim geldi. Bütün gün evdeydim ama kaç saat çalışmışımdır ki toplasan ? Bütün sene ceza dersi gördüğüm halde, utanarak söylüyorum ki hala ceza kanunu bile almadım. Nedenini ben de bilmiyorum.

   Bu kadar daralmışken, okuduğum bir yazının da etkisiyle eğitim hayatımı daha cücükkenden itibaren gözden geçireyim dedim. Benim gittiğim ilkokul her telden çalıyordu. Ben her gün saçlarım iki yandan örülmüş şekilde gidip örnek öğrenci olurdum. Çingeneler vardı bizim okulda. Oturduğum semt özellikle şu sıralar çok gözde ve elit bir semt olarak nitelendiriliyor olsa da sadece bir tane ilkokul vardı ve hepimiz oraya toplaşmıştık. Bu çingene kızları nasıl cazgırdı anlatamam. İki saniyeden fazla baksan ne bakıyosun lan deyip dalarlardı, tükürürlerdi. 5. sınıfı bitirdiğimde ortaokul kavramı yeni çıkmıştı. Yani ben ilkokuldan 5. sınıfta mezun olmuştum, büyük başarıydı benim için. Nasıl gururluyum anlatamam. Ortaokulda da en iyi bendim. Hep parmak kaldırırdım, hiç bulaşmazdım çirkeflere falan. Çok garip tipler vardı. Bir arkadaşım Hayat Bilgisi dizisindeki kıza özenip okula törpü getirirdi. Hocalarım kızdığı öğrencileri sıraların üstünden atlayarak kovalardı. Hiç unutmam bir sosyal bilgiler hocamız vardı. Hayatımda ilk defa öyle iğrenç bir söz duydum. Bir arkadaşıma kızıp "Bir çarparım, amele sümüğü gibi duvara yapışırsın!" demişti. Öyle bir yerdi işte.

   6. sınıftan itibaren dersaneye gönderdiler zorla. Ortalama bir anadolu lisesini kazandım. Lisedeyken her şey karışıktı. Tekrar başlasam çok farklı olurdu. Artık en iyi, en başarılı değildim. Sadece başarılı sayılır kategorisindeydim. Hadi lan ordan bal gibi de başarısızdım. Matematikten aldığım en yüksek not 70 ti o da tek konu polinom olduğundan ötürü. Ergenlik, kişilik karmaşası, saçma sapan özentilikler derken tekrar dersaneye başladım 3. sınıfta. Tabi ilk iki senenin ergenliğini atmıştım üzerimden. Daha oturaklı bir tip olup çıkmıştım. Hayatımdaki en anlamlı, en güzel, hatta beni ben yapan kişiyle o dersanede tanıştım. 

   İkimiz de en arkadaki sessizleri oynuyorduk. Aramızda bir pencere vardı sadece. O etrafını çok inceler her zaman. Bir gün de bana baktığını farketmiştim. Aslında onun için sadece sınıftaki biriymişim o zaman. Ama göz göze geldiğimiz andan itibaren o benim için sınıftaki bir kişinin çok çok ötesindeydi. Dışarıya karşı çok soğuktu. Sadece yakın arkadaşları vardı etrafında. Sınıftaki ergenlerin güldüğü saçmalıklara burun kıvırır, havalı havalı otururdu. Sadece yakın arkadaşlarıyla konuşur, sadece onlara gülerdi. Ulaşılmaz gibiydi. Onunla konuşmak için fırsat kolladım, sonra döndüm ve "Camı kapatabilir misin?" dedim. Evet abi heyecanlı bir an olmalıydı ama ben sadece bunu diyebildim. O da en kibar haliyle "Tabi." deyip kapattı. Sonra beni faceten ekledi. Ben hala bana bakışının anlamlı olduğunu sandığımdan nasıl heyecanlandım, panik yaptım. Sonra cesaret toplayıp yazdım. Konuşmaya başladık, konuşmanın çoğu kısmı "Böyle diyeceğini biliyordum." larla geçti ve sabahın 5 ine kadar konuştuk. O kadar çok ortak noktamız vardı, konuşacak o kadar şey vardı ki... Ertesi gün dersanede uyukladığım için hasta olduğumu sanıp yanıma geldi. O gün birlikte ders dinledik, muhabbet ettik, güldük. Hala da birlikte ders çalışıp, muhabbet edip, birlikte gülüyoruz.  O dersaneye gitmekle hayatımın en doğru kararını vermişim ben. Hala önünden geçtiğimizde hatırlayıp güleriz eski günleri.

   Hayatımın aşkıyla tanışma faslı böyleydi. Daha önce hiç mi aşık olmadın derseniz, ben onu tanımadan önce hiçbir şey hissetmemişim ki aşık olayım... O benim en büyük şansım.

   Sonra üniversiteye başladım. Finallerimi verebilirsem 2. sınıfı bitireceğim. Okula başlarken "Derece yapacağım lan ben burda!" diye başladım. Ama bırak dereceye girmeyi, sınavları zor geçiyorum. Hep bir 50 alsam yeter havası var. Lisede üniversitenin mükemmel olacağını sandım hep. Ama ne düşündüğüm gibi arkadaşlıklarım, ne hayal ettiğim yüksek notlarım var. Mutlu muyum? Bilmiyorum. En azından istediğim bölümdeyim. Bitse de gitsek diyorum.

  Çok sıkıcı bir yazı, yerinizde olsam okumazdım.:) Sadece neden böyle oldu anlamaya çalışıyorum yazarak. Sıkıcıysa sıkıcı deyin. Valla alınmam .:)

5 yorum:

  1. Nora'cım sen yaz, kimse okumazsa ben okurum, üstelikte çok güzel yazmışsın, derslerden girip aşka nası bağladın onu da hala anlamadım ama :D

    YanıtlaSil
  2. dream sıklmadıysan ne mutlu bna :))

    sevda <3 kocaman öpücük gönderdm sna :D ben de anlamadım onu her yerden çkıyo napıym :D

    YanıtlaSil
  3. Nora, umarım herşey dilediğince olur.. ((:

    Yazı kesinlikle sıkıcı değil sonunu merak ederek okudum.

    YanıtlaSil
  4. İY inşallah öyle olur :)) böyle dileklere çok ihtiyacım var şu an çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)