18 Mayıs 2011 Çarşamba

Ahh zamanım olsa kremler de at kılı selülit fırçaları da benden sorulurdu amaa...

  Perşembe gecesi blogspotta olan sorun pc başına geçtiğimde yaptığım başka hiçbir şey olmadığını anlamamı sağladı dostlar. İnternete girdiğimde ilk olarak hava durumuna sonra da bloga bakıyorum. Artık adım çıktı bayan meteoroloji diye. Ama garanti veririm baktığım sitede hava durumu bir kere olsun şaşmamıştır. Hava kapalı ya mesela ben şemsiye almam çünkü o sitede yağmur ihtimali yüzdesine kadar verir. Gören de siteden reklam aldım sanar he xD.

Bugün vapura yaşlı bir çift bindi. Ama o kadar tatlılardı ki anlatamam. Kadın illa gidiş yönüne oturacakmış midesi bulanıyormuş. Dede de onu yalnız bırakmıyor ne dese yanında el ele göz gözeler. Kaldı mı böyleleri Allah’ım dedimmm. Sonra da yaşlı amcadan her zaman için vapurun giriş kapısı yönünde gittiğini öğrendim. Kısa günün karı. Ne işime yarar bu bilgi ? Bir boka yaramaz.

Bok dedim de.. Şu internet sansürü olayı çıktıktan sonra burada böyle rahat konuşamayacak mıyız diye işkillenmeye başladım. Ya yazdığımız her şeye dikkat etmek zorunda kalırsak! Üstelik aile paketini almış bir izleyici girip yazılarımızı okuyamazsa falan. Fena işkillendim gerçekten.


Sakın ama sakın yanlış anlaşılmasın, makyaj ve moda bloglarını çok takip ederim, hatta blog okumaya makyaj bloglarından başladım ben. Canlarım onlar, çok şey de öğrenmişimdir kendilerinden. Amma velakin anlayamadığım ve saçma bulduğum bazı noktalar var. Şimdi krem kullanmak lazım anlıyorum. Ama gece kremi, gündüz kremi, göz altı için kremler, dudak kremleri, makyaj temizleme losyonları, tonikler, yağlar, jeller…  Bir de hiç kafamın basmadığı bazı özellikleri var bu kremlerin. Üstelik çoğu da çok pahalı. Nasıl alıyorlar hepsini, nasıl kullanıyorlar anlamış değilim. Eda Taşpınar’ın bacaklarının güzelliğinin sırrı açıklanmış en son. Her gün üç kere 6-7 dk boyunca at kılı bir fırçayla aşağıdan yukarıya doğru bacaklarını fırçalıyormuş. Batık ve selülite birebirmiş. Cidden denemek isterdim. Buradan çıkardığım şey şu: Eda Taşpınar’ın işi gücü yok.

Gençlere kitap okutma yolları ders 1: Otobüse bindirin, otursunlar, sonra aynı otobüse yaşlı bindirin. Nasıl dalarlar okumaya, kafalarını bile kaldırmazlar.
Ders 2: Metroya bindirin. İzlenecek manzara desen yok, kafanı kaldırsan mal gibi birbirini izleyen rahatsız edici insan müsvetteleri..
Ders 3: Öyle bir sevgili bulun ki kitap kurdu olsun. Genç kendini ezik hissetsin.

İyi akşamlar, iyi yarınlar, şansınız bol olsun…;)

5 yorum:

  1. süper bi yazı olmuşşşş özellikle atkılı fırçası bende öyle düşünmüştüm ilk okuduğumda mucks SEÇİL

    YanıtlaSil
  2. Saçımı taramaya vakit bulamıyorum millet bacak kılını tarıyor. Bir de söylüyor.
    Evrenin sırrıda yazsa o kitapta ne metroda ne otobüste okuyamam "neden?" çünkü midem bulanıyor gidiş yönü falan -teyzeyle dedeyede burdan saygılar- Oh ama karışık yazdım bee -_- :)

    YanıtlaSil
  3. seçill çok teşekkr ederimm :)

    tansumut çok haklsınn ben de anlamıyrumm.

    YanıtlaSil
  4. aahaha nerden nereye görüyomusun:) at kılı fırçasıyla ilgili arama yaparken senin blogunu gördüm, bi girip bakiyim dedim, sevdim yazım dilini. komik insanları hep severim zaten:)
    o krem olayını ben de hic anlamıyorum. böyle özenip alırım, aynamın önünde zibille krem birikir. şimdi sorsan hicbiri ne işe yarar bilmiyorum. 2 günden sonra sıkıyolar beni hacı, afakanlar basıyo. hepimiz kırışcak, orası kesin. kasmaya gerenk yok bencü ^.^

    YanıtlaSil
  5. doğru,edataşpınar'ın işi yok.Hayatı boyunca sorsana hiç parasıkıntısıçekmiş mi diye!NE ajite yaptım he ,küçük emrah'a bağladım resmen:))
    Kitap okumaya girişim önerilerini ise çok tuttum, uygulayabilene ve başlamak isteyene süper fikir:-))

    YanıtlaSil

Olumlu, olumsuz tüm fikirlerine açığım. Yazdığım hiçbir şeyde kötü niyetli olmadığımı unutma :)